GEÇ OLDU,GÜÇ OLDU! |
BREZİLYA
Brezilya grubun ilk maçında Hırvatistan'ı 3-1,son maçında da Kamerun'u 4-1 yenmiş,Meksika'yla 1-1 berabere kalıp grubunu 7 puanla namağlup bir şekilde lider olarak tamamlasa da Luis Felipe Scolari'nin oynattığı futbol ve kadro tercihleri otoriteler tarafından bir hayli eleştirilmişti.Özellikle hücumda Hulk ve Fred ikilisinin etkisizliği nedeniyle Neymar'a yüklenen ağır yükü genç yıldız 4 gol atarak kaldırmış olsa da,gerçek ''Dünya Kupası''nın henüz başlamadığı unutuluyordu.Aynı şekilde,her ne kadar bireysel kalite,background ve yetenek açısından belki de Dünya Kupası'nın en iyi defans 4'lüsünü bünyesinde bulunduran Brezilya'da takım içerisindeki ilişkinin belli noktalarda kopuk olduğu ve hatlar arasında büyük sıkıntılar olduğu göze çarpıyordu.ŞİLİ
İspanya,Hollanda ve Avustralya'nın bulunduğu grupta kimilerine göre gruptan çıkamayacak olan Şili,grubu İspanya'nın önünde bitirerek 2.Tur vizesini almıştı.İlk maçta Avustralya kilidini geç de olsa açmayı başaran Şili,grubun ikinci maçında hatırlayacağınız gibi İspanya'yı 2-0'lık skorla evine göndermişti.Ardından grubun üçüncü maçına ''liderlik'' parolasıyla çıkan Şili'nin nefesi Hollanda'ya yetmemiş ve grubu ikinci sırada tamamlayarak Brezilya'nın rakibi olmuşlardı.Kısmen Avustralya ve Hollanda maçlarında sıkıntılar yaşayan Şili'nin en büyük sıkıntısı;takımın hücumdaki en üretken oyuncusu olan Arturo Vidal'in henüz %100'üyle oynamaması ve Vargas,Isla gibi isimlerin Alexis Sanchez'e yardımcı olamamasıydı.Hücumda tamamen Sanchez'e bağlı bir görüntü ortaya koyan Şili'de dikkat çeken bir diğer isim ise orta saha bölgesinde görev yapan Charles Aranguiz oldu.Genç yaşına rağmen oyunun iki yönünü de büyük bir ustalıkla icra eden genç oyuncu futbol severler tarafından büyük bir beğeniyle karşılandı.
İLK 11'LER VE DİZİLİŞLER
Grup aşamasında oynanan 3 maçta da kullandığı 11'i sahaya süren Scolari'nin kadroda yaptığı tek değişiklik,Kamerun maçında forma şansı bulan ve Paulinho'ya nazaran daha başarılı bir performans sergileyen Fernandinho'yu ilk 11'e alması oldu.
Grup maçlarında olduğu gibi 3'lü savunma sistemiyle sahaya çıkan Sampaoli'nin takımındaki tek değişiklik sakatlığı nedeniyle Hollanda maçında forma giyemeyen takımın dinamo görevini üstlenen Arturo Vidal'in formasına tekrar kavuşması oldu.Jara-Medel-Silva 3'lüsünün sağ ve sol taraflarında iki hücumcu bek olan Mena ve Isla,ortalarında ise Diaz ve Aranguiz'in yeri değişmedi.Ofans bölgesinde de grup maçlarından alıştığımız Sanchez-Vargas ikilisini izleme fırsatı bulduk.
SONUÇ
Futbolun ''oynanmadığı'' ve sahada kavga dövüşün hakim olduğu bu maçı ev sahibi Brezilya zor da olsa kazanmayı başardı.Brezilya kazandı,kazandı ama maçı belki de üç pozisyon bulamadan bitirdiler.Özellikle ilk yarıda oynanan kısır futbol,çeyrek finalde Uruguay-Kolombiya,olası bir yarı finalde de muhtemelen Almanya-Fransa ikilisinden birinin geleceğini düşünürsek Brezilya'nın kendi evinde büyük bir hayal kırıklığına doğru yol aldığını söylememiz sanırım yanlış olmaz.
Diğer taraftan baktığımız zaman gruptan çıkmasına ''imkansız'' gözüyle bakılan Şili'nin Brezilya karşısında maç boyunca sadece 2 pozisyon bulabildiğini ve grup maçlarında oynanan futbola karşın bir hayli kısır bir görüntü sergilediğini söyleyebiliriz.
Sonuç olarak Brezilya çeyrek finale çıkma başarısını tamamen Julio Cesar'a borçlu diyebiliriz.Zira penaltılarda gösterdiği muhteşem performansla ülkesini büyük bir kabustan uyandıran tecrübeli file bekçisi,aynı zamanda da başta Hulk olmak üzere arkadaşlarına yönelecek eleştiri oklarına da bir nevi kalkan oldu.Ancak,Dünya Futbolu'nun ekol ülkelerinden biri olan Brezilya Julio Cesar'ın eline bakarak nereye kadar gidebilir,orası merak konusu...
0 yorum:
Yorum Gönder